Bu sorunun cevabı neden olmasın, neden bir tatili IVF tedavinizle birleştirmeyesiniz. Stres seviyeleri otomatik olarak azalır ve tek odak noktanız tedaviniz olur.
Herhangi bir tedavi için yabancı bir ülkeye seyahat etme fikri ürkütücü olabilir ve bazen kendimizi sorgularız, doğru şeyi mi yapıyorum? Yurtdışında IVF tedavisi ararken, tedavinin Birleşik Krallık’tan daha ucuz (%75’ten fazla) olduğunu görmekle kalmazsınız, aynı zamanda başarı oranlarının da daha yüksek olduğunu görürsünüz, bu yüzden neden olmasın?
Kıbrıs, tüm yıl boyunca mükemmel güneş ışığı ile IVF tedavisi için seyahat edenler için olağanüstü bir tatil yeridir. Keşfetmek için harika olan çok sayıda muhteşem plaj, tarihi yerler ve çok sayıda müze bulunmaktadır. İngilizce yaygın olarak konuşulan bir dildir, bu nedenle tüm sorularınız için adalılarla iletişim kurmak kolay olacaktır. Kıbrıs çok samimi bir kültüre sahiptir ve adalılar misafirperverliği severler.
Adada Ercan veya Larnaka havaalanlarını tavsiye ettiğimiz üç havaalanı bulunmaktadır, hastaların Lefkoşa/Lefkoşa’da kalmalarını tavsiye ederiz ve Girne/Girne’ye arabayla yaklaşık 20-25 dakika uzaklıktadır. Lefkoşa/Lefkoşa’da otel seçenekleri bulunmaktadır, ancak bazı aileler daha çok tatil havasında olduğu için Girne/Girne’de kalmayı tercih etmektedir.
Kuzey Kıbrıs’ta, engebeli Girne dağ silsilesi ile yürüyüş tatillerini deneyimlemek için bazı harika fırsatlar vardır. Yürümek bir zevktir ve Girne Dağları’nda ya da Beş Parmak Dağları’nda çok sayıda yürüyüş parkuru bulunmaktadır. Beş Parmak terimi, Girne’nin hemen doğusundaki belirli bir dağ zirvesinin şeklinden gelmektedir ve Beş parmaklı bir ele benzemektedir. Yürüyüşün 2 saat 30 dakika içinde bitirilebileceği söylenmektedir.
Tarihi yerleri sevenler Kuzey Kıbrıs’a sadece Salamis antik kalıntılarını ziyaret etmek için gideceklerdir, burası adadaki en büyük ve en önemli alanı barındırmaktadır. Mitolojide Salamis, MÖ 1100 yıllarında Teucer tarafından Truva Savaşları’ndan dönerken kurulmuştur. Bu efsaneyi destekleyen net bir kanıt yoktur ancak Salamis’in MÖ 11. yüzyılın ilk yarısında kurulmuş olması kesinlikle makuldür, Salamis tarihi kayıtlarda MÖ 8. yüzyılın sonlarına doğru görünmeye başlar.
Kuzey Kıbrıs’taki hiçbir tatil Mağusa, Lefkoşa veya Girne’deki güzel kaleleri ziyaret etmeden tamamlanmış sayılmaz. St Hilarion, Buffavento, Kantara ve Girne liman kalesi olmak üzere aralarından seçim yapabileceğiniz dört kale bulunmaktadır. Girne’de en çok ziyaret edilen iki kale St Hilarion ve Buffavento’dur. St Hilarion’un dağın zirvesine doğru yükselen manzarası nefes kesicidir ve birçok kişi Walt Disney’in bu kaleden ilham aldığına inanmaktadır. Buffavento’ya ulaşmak zordur ve yürüyerek en az otuz dakika tırmanmayı gerektirir, bu nedenle muhtemelen en az ziyaret edilen yerdir. İyi bir meydan okumadır ve çabanın ödüllerinden biri Girne sıradağlarının muhteşem manzarasıdır.
İnanç turizmi Kuzey Kıbrıs’la hemen ilişkilendirilebilecek bir şey değildir ancak Hıristiyanların ziyaret etmekten memnuniyet duyacağı bir dizi önemli dini mekan bulunmaktadır. Hıristiyan inancı için özellikle önemli olan üç yer vardır: Salamis yakınlarındaki Aziz Barnabas Manastırı, Karpaz yarımadasının sonundaki Aziz Andreas Kilisesi ve Güzelyurt’taki Aziz Mamas Manastırı.
Karpaz yarımadası ya da bazen haritadaki şeklinden dolayı panhandle olarak adlandırılan bölge, Kıbrıs’ın en bozulmamış bölgelerinden biri olmaya devam etmektedir. İnişli çıkışlı tepeler, buğday tarlaları, patates, tütün, meyve ağaçları, zeytin, keçiboynuzu ve yaban eşeklerinden oluşan bir manzaranın hakim olduğu adanın uzak bir köşesidir ancak adanın en güzel kumsallarıyla çevrilidir.